- haber
- 阿́ is.1. 消息, 信息, 新闻, 情报: \haber ajansı 通讯社 \haber bülteni 新闻电讯稿 \haber güvercini 信鸽 Benim bundan haberim yok. 我没有这方面的消息。3. 知识, 知道, 了解: Bu olaydan haberim yok, hem ben bugünkü gazeteyi görmedim. 我不知道这件事, 也没有看到今天的报纸。Hem bu işten onun haberi yok. 尤其是这件事, 他不知道。Sanattan haberi yok. 他对艺术一窍不通。4. 旧́ 语́ 谓语◇ -i \haber almak 1) 获息, 得知: Gelececğinizi haber aldım. 我已听说你们要来。 2) 接到通知: Birkaç gün zarfında bizden haber alacaksınız. 几天之内您将接到我们的通知。\haber atlamak (记者)错过新闻, 漏报新闻 \haber bırakmak 通知, 通报, 发消息, 捎口信: Bir emrin olursa dükkâna haber bırak, şipşak buradayım. 要是有什么吩咐你就给店里说一声, 我会立刻到这儿来。\haber çıkmamak 杳无音讯: Verdiğim dilekçeden bir haber çıkmadı. 我的申请已经交上去了, 可一点儿消息都没有。\haber deyince 即刻, 马上 \haber geçmek (用电话、电传等)发消息 \haber göndermek 通知, 通报, 发消息, 捎口信 -den \haber olmak 注意到, 觉察到, 知道 \haber salmak 通知, 通报, 发消息, 捎口信: Ali'yle haber salmıştım, almadın mı? 我托阿里给你捎过信儿, 难道你没有收到吗?Yukarda, şosede çalışan yol bekçisine, çocuğu götürdüğünüzü söyler, evinize haber salmasını rica edersiniz. 您去对在那上头干活的养路工说, 您把孩子带走了, 托他转告您家里的人。\haber sızdırmak 泄露: Ne yaptıkları hakkında hiç bir haber sızdırmıyordum. 我只字未提他们都干了些什么。\haber uçurmak 悄悄地迅速传递消息 \haber verici 1) 勤务员, 通信员 2) 报导者, 报导消息的人; 情报员 -i \haber vermek 1) 打招呼, 通知, 通报, 送信儿: Haber vermeden gitti. 他没打招呼就走了。Geç kalacağımı kaşık düşmanına haber vermezsem merak ederler. 我要晚回家, 要是我不给我那口子打个招呼的话, 她会担心的。İşi pişirip kotardıktan sonra haber verdi. 事成之后他已通报了情况。 2) 报告: Geldiğimi müdüre haber veriniz. 请您去报告经理, 就说我来了。Vahşî bir cinayeti haber vermeye geldim. 我来报告一起残忍的谋杀案。Yangını itfaiyeye haber verdik. 我们向消防队报了火警。 3) 预示: Günlerden beri artan iştahsızlık ve derin yorgunluk fena günlerin yaklaştığını haber vermiş olabilir. 几天来滴水未进和疲劳预示着快完蛋了。 4) 呼唤: Bana sabah saat 6’da haber verebilir misiniz, lütfen? 请您在早上6点钟叫我一下好吗?\haber yollamak 通知, 通报, 发消息, 捎口信 (-in, -den) \haberi olmak 了解, 懂得, 知道: Dikkat et, o ne hin oğludur, sen bilmezsin ama ben pek iyi bilirim, seni atlatır da haberin olmaz. 你要当心!他可是一个流氓。你不了解他, 而我对他太了解了, 他骗了你你都不知道。Senin terbiye ettiğin böyle olur; kıçından çıkardığından haberin olmaz mı? 难道你就是这么调教孩子的?难道你不知道他是你亲生的孩子吗?\haberini almak 1) 获息, 得知: Kaza haberini alınca yıldırımla vurulmuşa döndü. 他一听说出事了, 如同遭了雷击一般。 2) 接到通知
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.